top of page

17 Ara Sal

|

Sarı Denizaltı

Periskop: Arda Kalan / Aykan Özener

Periskop söyleşi dizisinin ilk konuğu arkeolog ve fotoğrafçı Aykan Özener'in "Arda Kalan" fotoğraf çalışması üzerine gerçekleştireceği sunum 17.12.2019 Salı günü saat 19:30'da Sarı Denizaltı'da.

Periskop: Arda Kalan / Aykan Özener
Periskop: Arda Kalan / Aykan Özener

Saat & Yer

17 Ara 2019 19:00 – 20:00

Sarı Denizaltı, Kurtuluş, Kınık Cd. No:83, 35700 Bergama/İzmir, Türkiye

Bu Etkinlik Hakkında

“ M.Ö. 1200 lerde tarihte Deniz Kavimleri Göçü diye bilinen bir göç dalgası daha var. Bugünün tam tersi bu sefer batıdan Suriye-Filistin topraklarına yoğun bir göç vardı. Bir arkeolog olarak itiraf etmem gerekirse, bilimsel bir kaç yazıdan öteye kafamda canlandıramadığım bu tarihi olayı günümüzde yaşadıklarımız üzerinden hayal edebildim. Kıyılarda aralarında dolanırken çektiğim eşyalara bir kaç farklı açıdan baktım. Assos yakınındaki yoğun göçün yaşandığı bir kampa defalarca gittim. O kadar yoğun bir geçiş yaşanıyordu ki; geride kalan eşyalar birbirinin üzerine yığılıyor.Bir nevi giysi katmanı oluşturuyordu. Sanki tarih çağlarında yaşanan sayısız göçü çağrıştırdı bana. Yağmur ve rüzgar şimdiden görevini yapıp tarihin sayfalarına işlemişti. Bu sefer kazmadan bakabilme, anlayabilme imkanı sundu bana,  yığınla eşya. Yoğun olarak enerji içeceği, çocuk bezleri, patlamış botlar, bebek arabaları , kadın çantaları, topuklu ayakkabılar, can yelekleri, iç çamaşırları, pompalar, ucuz uzak-doğu yapımı şişme botlar, onca zorluğa inat güzel gözükebilmek için makyaj malzemeleri, çalıların arasında aşkın devam ettiğini gösteren kondomlar vb. bir çok eşya. Eşyalar üzerinden koskoca sosyolojik tahliller yapılabileceğini gördüğüm için çektim onca eşyayı. En çok da doğu insanının bu göçe hiçte hazır olmadığı hissini veren eşyalara takıldı aklım. Bu göç Batıdan Doğuya olsaydı outdoor kültürünü kanıksamış bir batının daha hazırlıklı olacağını düşündüm hep. Topuklu ayakkabılar, tek kollu çantalar vb. gördüğüm hiç bir eşya göç için uygun değildi.”   Aykan Özener  

Aykan Özener 1964 Balıkesir doğumludur. Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden mezun oldu. Yüksek Lisansını “Arkeoloji Biliminde Fotoğraf Teknikleri” adlı teziyle Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümünde tamamladı. Fotoğraf çalışmalarına 1983 yılında başladı. 1987 yılında AFSAD’a (ANKARA FOTOGRAF SANATÇILARI DERNEĞİ ) üye olmasıyla fotoğrafta yeni arayışlar içerisine girdi.1987-1995 yıllarında AFSAD çatısı altında sürdürdüğü çalışmalarına bağımsız olarak devam etmektedir. Kişisel sergiler açtı ve birçok karma sergiye katıldı. Fotoğrafları başta birçok kitap kapağında ve yayında olmak üzere kullanıldı. Yazıları, kültür ve sanat dergilerinde yayınlandı. Seminerlere katıldı. İçeriğine inandığı yarışmalarda jüri görevlerinde bulundu. 2002-2007 yılları arasında 5 yıl arka arkaya Çanakkale Fotoğraf Festivali ni düzenledi. TRT için 13 bölümden oluşan bir temel fotoğraf bilgisi dizisi gerçekleştirdi ve yine TRT için hazırlanan Sagalassos belgeseline yönetmenlik yaptı. On yedi yıl Çanakkale Onsekiz Mart Üniversite’sin de fotoğraf üzerine dersler verdi. Aynı zamanda da yine Çanakkale’de kurduğu Pan Görsel Kültür Derneği’nin yönetim kurulu başkanıdır. Aktüel Arkeoloji Dergisi Fotoğraf Editörlüğünü yürütmektedir. Arkeoloji alanında;  öğrencilik yıllarında iki yıl boyunca Kelenderis kazılarında,  ardından 2006-2015 yılları arasında Assos kazılarında çalıştı. 2006 yılından itibaren ise Prof.Dr.Beate Böchlendorf başkanlığında yürütülen “Troias Bölgesi Bizans Yerleşimleri” temalı yüzey araştırması ekibinde yer almaktadır. Aktuel Arkeoloji Dergisi ekibinin bir parçası olarak, birçok bölgede arkeolojik eserlerin fotoğraf arşivinin oluşturulması için çalışmalar yürüttü. Halen bu ekibin bir parçası olarak ileriye dönük planlamalar yapmaktadır. Ülke genelinde Arkeoloji Fotoğrafçılığının önemini vurgulayan seminerler dizisi gerçekleştirdi ve halen sürdürmektedir. Dünyadaki toplumsal, kültürel,  siyasi çalkantılara duyarlı, bunlar üzerine kafa yoran bir kişilik. Ancak o duyduğu rahatsızlığı nevrotik tepkilerle ifade eden birisi olmak istemiyor. Fotoğraflarında yaşamın sade, deniz kokusu ve toprak kadar gerçek olan yönünü yansıtarak izleyeni yaşamın özüyle yüzleşmeye çağırıyor. Böylece yarattığı etkinin çok daha derin ve gerçek olduğuna inanıyor. Türkiye’nin görsel hafızasının arşivlenmesi konusuna çok önem vermektedir. Bu konuda birçok yeni planla yolculuğuna devam etmektedir. Uzun zamandır dünya görüşü çerçevesinde oluşan felsefesi gereği fotoğraf disiplinini sanat olarak ele alan çalışmalar yerine,  dokümantasyon aracı olarak kullanan çalışmalar üretmektedir. Foto-öykü ve kişisel belgesel yakın durduğu alanlardır. Kendisine Balıkesir Ulusal Fotoğraf Müzesi’nde bir bölüm ayrılmıştır. 

Bu Etkinliği Paylaş

bottom of page